





YUVARLAKÇAYLILARDAN ÖĞRENDİKLERİMİZ
“Kadınları sürekli gece gündüz sahada tutarak, tomrukların üzerinde oturmalarını sağlayarak çalışmalarımızı engellemekte ve devlet otoritesi zaafa uğramaktadır”
Şaka gibi bir cümle değil mi? ama öyle değil. Bu cümleler, 12 Aralık’tan bu yana Muğla Köyceğiz Yuvarlakçay hidroelektrik santrali için belirlenen “inşaat sahasından” ayrılmayan Yuvarlakçaylılar için bir devlet kurumunun tuttuğu resmî tutanaktan alınma.
Şaşıyorum gerçekten, bu nasıl bir devlet otoritesidir ki hukuk tanımazlığın bini bir para iken zaafa uğramayan otorite, bir bakmışsınız köylü kadınların tomruklar üstünde oturmasıyla zaaftan zaafa düşmekte, alı al moru mor olmaktadır !!?
İstediği şeyi bildiği yoldan yapmaya alışmış bir idare geleneği, basit ama haklı ve inandırıcılığını haklılığından alan bir direnişle karşılaştığında şaşırıverir birden, ne yapacağını bilemez, o yüzden böyle saçma tutanaklar tutulur. Yazdıklarına kendilerinden başka inanacak olan varmış gibi.
Hangi zor kuvvet, köylü kadınları geceli gündüzlü HES sahasında tutmayı becerir? Hangi tehdit, her pazar günü, binlerce insanı, kışın soğuğuna, yağmuruna, çamuruna aldırmadan, aylarca Yuvarlakçay’ı bayram yerine çevirmeye zorlayabilir?
Yuvarlakçaylılar’ın mücadelesi için söylenebilecek tek bir gerçek var: Yuvarlakçaylılar suyuna sahip çıkıyorlar. Suya sahip çıkmanın, geçmişlerine ve geleceklerine sahip çıkmak demek olduğunu çok iyi biliyorlar. Yuvarlakçaylılar, mücadele ruhlarını bir su damlası gibi avuçlarının içlerinde taşıdıklarını ve bir kere parmakları aralanırsa bu damlanın akıp gideceğini ve işte o zaman kaybedeceklerini çok iyi biliyorlar.
Yuvarlakçaylı kadınların santral alanında kesilen tomruklar üzerinde “oturmasının” hukuki bir dayanağı var aslında. Santral sahasında ağaç kıyımı başladığında, ilk darbe anıt ağaç statüsünde olan çınarlara vurulmuş. Anıt ağaçların kesilmesine yol açan kesim iznini veren ve kesilmemesine karşın santralin su toplama sahası alanı içinde kalacak olan diğer anıt ağaçların nasıl korunacağına dair hiçbir karar almamış olan Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na karşı suç duyurusunda bulunmuşlar. Bu esnada kesim sadece belirlenen ağaçlarla sınırlı kalmamış, fırsat bu fırsat, kesim izni olmayan sığla ağaçları da kesilip bir kenara atılmış. Yaşanan bu tarz hukuksuzların tespiti ve Yuvarlakçay hidroelektrik santrali projesinin iptali için açılmış idarî davalar ve hukuk mahkemelerinden istenmiş delil tespit talepleri var. Kesilmiş bu ağaç kütükleri de bu delil tespitlerinin en önemli delilleri arasında. Yuvarlakçaylılar, hukuka aykırı kesimlerle ilgili deliller kesim alanında mahkemelerce tespit edilmedikçe tomrukları teslim etmeyeceklerini, delillerin yok edilmesine izin vermeyeceklerini söylüyorlar.
Yani Yuvarlakçaylılar sadece suya değil, hukuka da sahip çıkıyor. Ve “ne yazıktır ki” Yuvarlakçaylılar hukuka sahip çıktıkça, “devlet otoritesi zaafa uğruyor”.
Av.Cem ALTIPARMAK
Ege Derneği-Proje Koordinatörü
Sayın meslektaşım,
Ben de Yalovada kurulmaya çalışılan ve kaçak olarak inşaatına başlatılan YALOVA ili içinde AKSA TERMİK SANTRALİNE karşı hukuk mücadelesi başlattım..
Yalovada ortak çabamızla, hem hukuk hem kamuoyu çalışması yapıyoruz..
Elinizde bulunan eğer varsa bu yönde kazanılmış dava karar örneklerinden, başarılı olan kamuoyu faaliyetlerinden, bizlere di elite yoluyla ulaştırabilirseniz sizlere minnettar oluruz..
Bu mücadelemizde mutlaka başarılı olmalıyız…
Bizim başarımızda sizin de katkınız olursa çok sevineceğiz..
Sizlere de kolaylıklar diliyor… saygılar sunuyorum
Av.Ayşe AYDEMİR